Meme hastalıkları
- selinkapan
- 21 Ara 2024
- 2 dakikada okunur

MEME HASTALIKLARI
Meme Başı Akıntısı
·     Sıkmakla her iki meme ve/veya birkaç kanaldan süt rengi, şeffaf ya da yeşil renkli akıntı gelmesi çoğu kez normal bir bulgudur. Muayene normal ise, USG ile kontrol yeterlidir.
·     Tek meme ve tek kanaldan kendiliğinden gelen kanlı akıntılar ise sebebi araştırılması gereken durumdur. Muayene ve USG/mamografi sonrası gereklilik halinde ileri incelemeler de (MR, duktografi, duktoskopi) yapılır. Çoğu olguda selim lezyonlar saptanırken, %10-20 olguda kanser tespit edilir. Selim lezyonlardan intraduktal papillom eğer bir bölgeye lokalize ve birden fazla ise meme kanseri riskini arttırır ve çıkartılması gerekir.
Meme Ağrısı
·     En sık adet öncesi dönemde ortaya çıkan ve adetle birlikte azalan ağrı görülür.
·     Adet dönemi ile ilişkisiz ağrılar göğüs duvarı veya boyun kaslarından yansıyan ağrılara, hormonal değişimlere, psikolojik sebeplere, diyette bazı yağ asidi eksikliklerine ya da aşırı kafein alımına bağlı olarak ortaya çıkabilir.
·     Meme ağrısı olan hastaların sadece %3’ünde kanser saptanır ve meme kanseri tanısı konmuş hastaların sadece %5’inde ağrı vardır.
Meme Kistleri
·     Memenin içi sıvı dolu kitleleridir.
·     Süt kanalı bezlerinin genişlemesi ile oluşur.
·     Sıklıkla 40-50 yaşlarda ve popülasyonda %7-8 oranında görülür.
·     Meme kitlelerinin %25’ini oluşturur, tek ya da çoklu olabilirler.
·     Ele gelmeyen, belirti vermeyen sadece USG ile saptanan kistlerin takibi gerekmez.
·     Ancak ele gelen, ağrılı kitlelerde kist içeriği boşaltılabilir, kanlı içerik olması halinde patolojik incelemeye başvurulabilir.
Fibroadenomlar
·     En sık görülen selim meme kitlesidir.
·     En sık 20-30 yaşlar arasında görülür, %15 hastada birden çok olabilir
·     Kompleks olanları, ailede meme kanseri hikayesi varsa, meme kanseri riskini arttırmaktadır.
·     Aile öyküsü varsa 2 cm’den büyük olanlar çıkartılmalıdır.
·     Ergenlik döneminde ortaya çıkan dev fibroadenomlar da çıkartılmalıdır.
Filloidesler
·     Tüm meme tümörlerinin %1’inden azını oluştururlar
·     Dev fibroadenomlarla karışır, muayene ve görüntüleme yöntemleri ile birbirlerinden ayırt edilmeleri son derece zordur.
·     Tanı tüm kitlenin çıkartılmasından sonra patolojik inceleme ile konur.
·     Selim ya da habis olabilirler, bu nedenle mümkünse 1-2 cm çevresiyle birlikte çıkartılmalıdır.
·     Habis olanları lenfatiklere yayılmaz, uzak yayılım ile akciğer tutulumu gösterebilir.
İntraduktal Papillomlar
·     Meme başı akıntısının en sık sebebidir.
·     30-50 yaşlar arasında görülür.
·     Genellikle 1 cm den küçük, 3-4 mm çapındaki, süt kanalları içindeki tümörlerdir, genellikle meme başı arkasında görülürler.
·     Çok sayıda olduklarında ve memenin dış bölülerinde yerleşmişlerde meme kanseri riski artmaktadır.
Memenin İltihaplı Hastalıkları
·     18-50 yaş arasında görülür, apse varsa cerrahi olarak boşaltmak gerekir. Bazen kanserden ayırmak güç olur, antibiyotik tedavisine dirençli mastitlerde biyopsi gerekir.
Laktasyonel Mastit
·     Doğum sonrası emziren annelerde görülür.
·     Meme başındaki çatlaklar, yaralar, kabuklanma ve kötü hijyen meme başında mikrop üremesine yol açar. Tedavi edilmezse bu hastaların %73ünde mastit gelişiyor.
·     Mastitte emzirme ya da pompa ile boşaltma sürdürülmelidir, aksi halde apse gelişebilir.
Granülomatöz Mastitler
Tüberküloz mastiti
·     Gelişmekte olan ülkelerde ve bağışıklığı baskılanmış kişilerde sık görülür.
·     Meme derisine apsenin ağızlaşması, memede kitle, koltuk altında akıntılı kitle veya apse gibi klinik tablolara yol açabilir.
·     Tanı için apse veya kitlede alınan örneklerde tüberküloza yönelik ek testler yapılır.
·     Tedaviye dirençlidir.
İdiyopatik granülomatöz mastit
·     Genç doğurgan yaştaki kadınlarda sıktır.
·     Otoimmun olduğu düşünülüyor ancak travma sonrası da gelişebilir.
·     Muayenede ve görüntülemelerde inflamatuvar meme kanseri ve tbc mastiti ile karışır.
·     Tedaviye rağmen tekrarlayan meme apseleri görülür.
·     Apse ya da dokudan alınan örneklerde tbc negatiftir, doku biyopsisi ile tanı konur.
·     Tedaviye dirençlidir



